Yüzlüklerin Efendisi gibi büyük bir serinin yazarının Yüzlüklerin Efendisi'nin öncüsü olarak yazdığı Hobbit,Yüzlüklerin Efendisi'nin yönetmeni Peter Jackson tarafından beyaz perdeye aktarmasıyla heyecanlı bekleyiş başladı.Hayran kitlesi Orta Dünya hasretiyle yanıp tutuşuyordu.Bu film herkese bir tür nolstalji yaşatacaktı.Heyecanlı bekleyiş beni de içine almıştı.Çünkü Yüzlüklerin Efendisinin bütün bölümlerini izlemiş biri olarak doğrusunu söylemek gerekirse çok heyecanlıydım.Sözlerimden de anlaşılacağı gibi filmden beklenti ÇOK BÜYÜKTÜ.Film çıktı.Türkiye'den çoğu filmsever film hakkında kötü yorumlar yaptı.Aslına bakarsanız tek sorun The Hobbit filminin Yüzlüklerin Efendisi(YE) filminden daha sonra çıkmasıydı.Bu,film için büyük bir tehlike oluşturdu.Ama film şimdi değil de çok daha önce YE'den önce çıksaydı belkide filme gelmiş geçmiş en iyi film denebilirdi.Ama bu yorumlar sadece ülkemiz için geçerli.Yurtdışındaki çoğu sinama sever bu filme bayıldı.Bence de film de harikaydı,kitabı da.Sadece uzun oluşunun dışında tabii.Ve filmi diğer YE serisiyle karşılaştıramayız çünkü bu kitabın yazılış amacı bile farklı bu biraz masalsı bir yazım.Ama sonunda bence hakkettiği gişeyi aldı veİMDB'de yaklaşık 340.000 kullanıcıdan 8.1 puanını aldı. Aslına bakarsanız film hakkında bu kadar yorumu dile getirmişken film hakkında bilgi vermeyi unutmamalıyız...
Ara
Pazar, Ağustos 25, 2013
Yüzlüklerin Efendisi gibi büyük bir serinin yazarının Yüzlüklerin Efendisi'nin öncüsü olarak yazdığı Hobbit,Yüzlüklerin Efendisi'nin yönetmeni Peter Jackson tarafından beyaz perdeye aktarmasıyla heyecanlı bekleyiş başladı.Hayran kitlesi Orta Dünya hasretiyle yanıp tutuşuyordu.Bu film herkese bir tür nolstalji yaşatacaktı.Heyecanlı bekleyiş beni de içine almıştı.Çünkü Yüzlüklerin Efendisinin bütün bölümlerini izlemiş biri olarak doğrusunu söylemek gerekirse çok heyecanlıydım.Sözlerimden de anlaşılacağı gibi filmden beklenti ÇOK BÜYÜKTÜ.Film çıktı.Türkiye'den çoğu filmsever film hakkında kötü yorumlar yaptı.Aslına bakarsanız tek sorun The Hobbit filminin Yüzlüklerin Efendisi(YE) filminden daha sonra çıkmasıydı.Bu,film için büyük bir tehlike oluşturdu.Ama film şimdi değil de çok daha önce YE'den önce çıksaydı belkide filme gelmiş geçmiş en iyi film denebilirdi.Ama bu yorumlar sadece ülkemiz için geçerli.Yurtdışındaki çoğu sinama sever bu filme bayıldı.Bence de film de harikaydı,kitabı da.Sadece uzun oluşunun dışında tabii.Ve filmi diğer YE serisiyle karşılaştıramayız çünkü bu kitabın yazılış amacı bile farklı bu biraz masalsı bir yazım.Ama sonunda bence hakkettiği gişeyi aldı veİMDB'de yaklaşık 340.000 kullanıcıdan 8.1 puanını aldı. Aslına bakarsanız film hakkında bu kadar yorumu dile getirmişken film hakkında bilgi vermeyi unutmamalıyız...
Perşembe, Ağustos 22, 2013
SON ZAMANLARIN EN İYİ GENÇLİK FİLMİ:
"The Perks Of Being A Wallflower"
Sevgili Popcorncularr, karşımızda çoook mısırlık bir film var ;) Tam ağzımıza layık. Hani şu ara sevdiğiniz türdeki filmlerin farklı farklı versiyonlarını seyretmekten şikayet ediyorsanız aradığınızı buldunuz demektir. Çünkü bu film gerek işleyişi, gerek tarzı, gerek konusu, gerek de çekimleri bakımından diğer filmlerden çok daha fazla artı sağladıı. Şimdi konumuza gelelim, demeden söylemek istediğim başka bir şey var. Çünkü konusuna google yazıp okuyabilirsiniz, ki ben yine ufak bir şekilde değineceğim. Ama ben size başka bir konuda yardım etmek istiyorum. Bu filmi seyrederken, gerçekten aradığım film buydu deyebilecek misiniz? Çünkü çoğu zaman afişini görür, konusunu okur, işte bu tam benlik deriz. Fakat yarım saat geçmeden pişmanlık duymaya başlayabiliriz. Hatta bitince şu geçen 2 saate acırız. Bir de zamanınız kısıtlıysa, daha da beter... :)) Bu yüzden şu filmi bir güzel tanıtayım da sizlik mi değil mi olduğuna SİZ karar verin.
Cuma, Ağustos 16, 2013
3 İDİOTS(3 salak)
Aslına bakarsanız bu filmi ilk olarak okulda izlemiştim.Bilirsiniz bu ülkede lise son sınıf olmak bayağı bir zordur.Bu filmi arkadaşım izlemiş ve sınıfa önermişti,biz de bir boş dersimizde akıllı tahtadan izlemiştik.Filme başladık ve daha ilk sahnelerde gülmeye başladık berki son sınıf olmanın verdiği stres içinde biraz zordu gülmemiz ama bu filmi izleyince bütün sınıf kahkahalara boğuldu.Ve sonra çok geçmeden bütün okula yayıldı.Bütün sınıflar bu filmi en az 3 kez izlemştir diyebilim.Aslına bakarsanız film ne kadar Bollywood sinemasına ait olsada eğitim sistemine yaptığı eleştiriler bizim ülkemizide kapsıyordu.Film Bollywood sinemasının zirvesi olarak kabul edilmiştir.Filmde başrol oyuncumuz Rancho kıvrak zekasıyla ve komikliğiyle bütün kızları etkiledi.Hemen tipine bakıp yargılamayın Hindistan'da bu tipler çok yakışıklı bulunuyor.Hem o bizi tipiyle değil kalbiyle zekasıyla etkilemişti. :D Tamam o zamn vakit kaybetmeden bu Hİndistan'dan gelen komedi rüzgarına katılalım artık:
Aslına bakarsanız bu filmi ilk olarak okulda izlemiştim.Bilirsiniz bu ülkede lise son sınıf olmak bayağı bir zordur.Bu filmi arkadaşım izlemiş ve sınıfa önermişti,biz de bir boş dersimizde akıllı tahtadan izlemiştik.Filme başladık ve daha ilk sahnelerde gülmeye başladık berki son sınıf olmanın verdiği stres içinde biraz zordu gülmemiz ama bu filmi izleyince bütün sınıf kahkahalara boğuldu.Ve sonra çok geçmeden bütün okula yayıldı.Bütün sınıflar bu filmi en az 3 kez izlemştir diyebilim.Aslına bakarsanız film ne kadar Bollywood sinemasına ait olsada eğitim sistemine yaptığı eleştiriler bizim ülkemizide kapsıyordu.Film Bollywood sinemasının zirvesi olarak kabul edilmiştir.Filmde başrol oyuncumuz Rancho kıvrak zekasıyla ve komikliğiyle bütün kızları etkiledi.Hemen tipine bakıp yargılamayın Hindistan'da bu tipler çok yakışıklı bulunuyor.Hem o bizi tipiyle değil kalbiyle zekasıyla etkilemişti. :D Tamam o zamn vakit kaybetmeden bu Hİndistan'dan gelen komedi rüzgarına katılalım artık:
Perşembe, Ağustos 15, 2013
The impossible(2012)/Kıyamet Günü
Film Dünya'sındaki yolculuğumuza ABD-İspanya ortak yapım filmimizle devam ediyoruz.Uzun bir aradan sonra ertelemiş olduğum The Impossible filmini izleme imkanını buldum.Aksiyon,Dram bu tür filmleri seviyorsanız bu türlerin hat safaya ulaştığı bu filmi de seveceğinizi umuyorum.Film gerçek bir hikayeden alınmış.2004 yılında Tayland'a tatile giden bir ailenin tusunamiyle karşılaşması ve verdiği mücadeleyi anlatıyor.Filmin konusu olan ailemizin tatil yerindeki havuza gitmesi ve tsunami felaketiyle karşılaşması üzerine bu üç çocuklu ailmizin her bir üyesinin farklı yerlere sürüklenmesiyle başlar.Tabii bu filmi birbirini bulanlarda olacaktır,Bir babanın çocuklarından birini ve eşini bulamaması;bir annenin iki çocuğunu ve eşini bulamaması tabii bunun yanında yaralanmalar,acı...Bu filme o kadar mükemmel aktarılmış ki,inanın filmi izlerken küçük yaştaki oyunculardan tutun başrol oyuncularına kadar yaşadıkları sıkıntıları,üzüntüleri kalbimde hissettim.Aslına bakarsanız ben genelde dram dolu filmlerde ağlayamam fakat bu film o kadar değişik bir şeyki oyuncular ağladığında bende ağladım,onlar güldüğünde bende güldüm.Ve şuna da değinmek isterim ki uzun bir süredir ağlayamıyorsanız veya şuan yaşadığınız hayatın kıymetini bilmiyorsanız size bu filmi izlemenizi öneririm.Sanırım artık film hakkında yorum yapmayı bırakıp film hakkında biraz bilgi vermeliyim...:)
Çarşamba, Ağustos 14, 2013
YOU ARE BEAUTIFUL
Güzelsiniz: AN.JELL!!!
Aylarca izleyip izlememek arasında kaldığım, ama ilk bölümünden itibaren beni sürükleyen dizi: AN.JELL.... Öncelikle neden izlemek istemedim? Yine bahanem çoooktu ;-) Erkek kılığına girmiş kız klişesi, bir afişinde gördüğüm ve kötü bulduğum şu rock kıyafetleri ve dizinin içinde müzik bulunması(sürekli şarkı söyleyip konser vereceklerini sanmıştım.)
Ama daha ilk bölümden bu yargılarım kırıldı. Ardından ikinci bölümü de seyredince kendime engel olamayıp 3. e geçmiştim. Annem gelip "Yat artıkkk" diye bağırmasa 4. e geçecektimm.
Peki neden izlemeye kalkıştım(ki iyi ki de başlamışım.)? Biraz aklagelmez bir neden ama söylemek istedim. Dizinin yapım yılının 2009 olduğunu öğrendim. Benim 2009 yılı yapımlarına karşı farklı bir sempatim var. Belki de şuana kadar izlemiş olduğum 2009 yapımlarının seyredeğer oluşudur. Hee bi de arkadaki 3 yakışıklıyı görmezden gelemezdim. Böylece izlemeye başlamış oldum...
Esas kızımız Gemma(Go Mi Nyu) rahibe manastırında büyümüş, hayatındaki tek hedefi iyi bir rahibe olmaktan ibarettir. Ancak bir gün ikiz (erkek) kardeşinin menajeri Gemma'yı bulur. İkiz kardeşi Go Mi Nam, AN.Jell adlı korenin en ünlü rock gruplarından birine girecektir. Ancak geçirdiği bir kaza sonucu tedavi olmak için yurt dışına çıkmak zorunda kalır. Bu nedenle Gemma'nın bir süreliğine Go Mi Nam kılığına girmesini ister. Aslında abisinin tek amacı, babası öldüğünden beri, annesini bulabilmektir. Bu yüzden ünlü bir şarkıcı olup annesinin onları bulmasını ister. Go Mi Nam da annelerini bulabilmek için sonunda bu teklifi kabul eder. Ve Manejer Ma onu erkek kılığına sokar. Böylece Go Mi Nam'ın üç yakışıklı rockcının arasına karışmasıyla olaylar başlar...
Konumuzda bu dörtlünün etrafında gelişir.
Salı, Ağustos 13, 2013
oblivion
OBLİVİON
Kore dizi dünyasında yavaş yavaş ilerlerken biraz mola verip ABD yapım bir filmden bahsedelim.
Aslında bu film benim son oruç günü filmimdi.Bilirsiniz oruç tutarken zaman çok yavaş geçer birde yaz günü orucuysa... :D
Bende bir film izlemek istedim bu film diğerlerinden farklı olmalıydı,aradım taradım ve bu filmi buldum.Aslına bakarsanız bu filmi seçmemin en önemli sadece farkılı olması değildi birde filmde Tom Cruise'un oynamasıydı. :D Neyse birazda filmden bahsedelim .
''Dünya savaştan önce,New York ben doğmadan önce sadece fotoğraflarını gördüğüm bir yer .Seni tanıyorum ama hiç tanışmadık,seninleyim ama adını bilmiyorum.Rüya gördüğümü biliyorum.Ama fazlası gibi geliyor.Sanki bir anı gibi.Nasıl olabilir?14 Mart 2077 zorunlu hafıza silme işleminin üzerinden 5 yıl geçti ama bu rüyalar hala peşimi bırakmıyor.Viktoria ve ben birlikte çalışıyoruz.2 hafta sonra buradaki görevimiz sona erecek ve diğerlerine katılacağız.Ama benim sorduğum soruları o sormuyor,benim merak ettiklerimi o merak etmiyor.Yağmacıların ayımızı parçalayışlarının üzerinden yarım yüzyıl geçti.Kendi ölen gezegenlerini terketmek zorunda kalmış bizimkini ele geçirmeye gelmişlerdi.Ay olmadan Dünya tam bir kaosa sürüklenmiş,depremler şehirleri saatler içinde yerlebir etmişti.Geriye kalanları tsunamiler silip süpürmüştü.Sonra işgal başladı.Yapmak zorunda olduğumuz şeyi yapmış nükleer silahları kullanmıştık.Savaşı kazanmış ama gezegenimizi kaybetmiştik.Nükleer kirlilik gezegenin büyük bölümünü yaşanmazkılmıştı.Geriye kalan insanlar Dünyayı terketmek zorunda kalmışlardı.Görev kontrol merkezi TET'i inşa ettik,bu Satürn'ün en büyük ayı Titan'a göç etmeden önce yaşayacağımız geçici bir uzay istasyonuydu.Artık herkes ordaydı,evet nerdeyse herkes.Görevimiz sonaerene kadar mika ile işimizi yapmaya devap ediyoruz,biz Dünya'nın deniz suyunu yeni koloni için füzyon enerjisine çeviren su kulelerini kuruyoruz.İnsanlığın kurtuluşu buna bağlı.Yağmacıların ordusundan geriye kalanlar kulelerin çalışmasını engelliyor.Geceleri insansız hava araçlarımıza saldırıyor,gündüzleri beni öldürmeye çalışıyorlar.Hala savaşıyorlar ve nedenini bilmiyorum.Görev kontrol iyi iş çıkardığımızı ve etkili bir ekip olduğumuzu söylüyor.Mika benim haberleşme subayım.O beni izler.Ben insansız aaraçların bakımını yaparım onlar her şeyi izlerler!.Mika gitmek için sabırsızlanıyor,ben o kadar emin değilim.Dünya'nın tüm olanlara rağmen hala evim olduğu duygusunu üzerimden atamıyorum.''Jack Harper
Aslında Jack Harper'ın filmin başlangıcındaki bu konuşması her şeyi anlatıyormuş gibi geliyor fakat koltuğunuza iyi yerleşin ve elinize sitemizin adına hürmet bir patlamış mısır alıp başlayın izlemeye .Her şeyin Harper'ın anlattığı gibi olmadığını göreceksiniz.Film hep süprizlele dolu.Filmin başlangıcında itibaren şöyle olabilir diye yürüttüğünüz fikirler hiç tutmuyor.Bu filmde çok farklı bir hayal gücü var.Baştan uyarıyım ben macera filmi sevmem diyenler kendini zorlayıp izlemesin(Gerçi çok şey kaçıracaklar) :D
Tamam o zaman fazla uzatmayıp filmi daha yakından inceleyelim... :D
Cumartesi, Ağustos 10, 2013
Bir Ses Duydum Geçmiş Zamandan: REPLY,1997
Kore dünyasına adım adım yaklaşırken rastlantı sonucu bu diziyle karşılaştım . Söylemeden geçemeyeceğim ama şu afişler gerçekten önemliiii, eğer afişi bu kadar renkli ve samimi olmasaydı, diziden haberim bile olmazdı heralde.
Kızımızın sırıtışı o kadar içten ve samimi ki görür görmez tamam, dedim. Yeni dizimi buldum. Ramazanın da katkısıyla diziyi bitirmem yalnızca bir gün 8 saatimi aldı. Normalde okul dizilerine fazla sıcak bakmam, çünkü genelde hepsi aynı tarzda aynı konuları ele alır, bu da bir süre sonra sıkıcı olmaya başlar. Ama bu dizi bütün ön yargılarımı kırmamı sağladı.Az öncede söylediğim gibi afişteki samimiyet dizinin içeriğine de hakimiyetini kurmuş durumda. Her bölümü yaklaşık 45 dk sürmesine rağmen 1 saatlik dizilere göre çok daha dolu ve akıcıydı . Sıkılma endişesi duyanlara duyrulur: Bakınnnn 1 gün diyorummm 8 saat diyorummm nasıl bitti anlamadımm diyorum, izlemediyseniz, vakit kaybetmeyin derim.
Diziyi diğerlerinden farklı kılan en göze batan özelliği ise dostlukların, arkadaşlıkların gerçekçi bir samimiyetle sergilenmesiydi. Romantik komedi kore dizilerinin çoğu belli bir aşk etrafında döner durur, belki arada üçgeni tamamlayan bir karakter ortaya çıkar. Ama bu dizi onların aksine diğer karakterleri de kendine sevdirdi ve hayatlarına ve sorunlarına teker teker değindi. (Sorun demişken, yanlış anlaşılmasın, bu sorunlar o kadar şeker ve sıradan sorunlar ki tiribe bağlanmak yerine gülüp geçiyorsunuz) Diğer karakterler diyorum ama bu esas kızımız ve esas oğlanımızın arasındaki sevgiyi aşkı ve duyguları diğer dizilerden daha az ele almış değil. Aksine bu beni şaşırtan diğer bir olay: O kadar ayrıntının o kadar yardımcı karakterlerin arasında bir de o aşk o arkadaşlık o kadar güzel ve dolu dolu anlatılmış ki alkışı hak ediyor...
Dizimiz 2012 Mezunlar Toplantısıyla başlıyor. Bizim grubumuzda bu toplantıda bir arya geliyor ve zaman makinası bizi 1997'e götürüyorrr. Yanlış anlaşılmasın zaman makinesi gibi bir fantastik öge yok. Eski zamanları hatırlıyorlar sadece......
Bu arada 90'lı yıllarda küçük bir çocuk olduğumu da söylemeliyim. Her ne kadar o zamanlar henüz teen olmamış olsam bile Türkiye de yaşayan biri olarak 90ların teknolojisini ve zorluklarını biz 2000lerde de sık sık yaşamıştık.Bu nedenle ister 90ların genci olun ister 2000lerin bu diziyi izlerken yüzünüzdeki tebessüm bir an olsun kaybolmuyor.
Perşembe, Ağustos 08, 2013
BOF
Kore Dizilerine Başlangıç: BOYS OVER FLOWERS
Eğer şuana kadar izlemediyseniz bir tıkla bu işi halledin.Türk dizilerinden soğumamızın,amerikan dizilerinden uzaklaşmamızın ilk nedeni.Şimdiden anlaşalım eğer vaktimiz yok diyorsanız bulaşmayın çünkü bağımlılık yapıyor.Hazırsanız başlıyoruz.
Asıl kızımız Geum Jandi'nin ailesinin kuru temizleme dükkanı vardır.Olay Geum Jandi'nin rastgele Kore'nin en zengin okuluna gidip zengin bir çocuğun hayatını kurtarmasıyla başlar.Ve ertesi gün hayatı tamamen değişiverir.Yalnız bu okul diğer bildiğimiz okullardan biraz farklıdır. Okul Kore'nin en zengin ailelerin çocuklarından oluşan F4(Çiçek dörtlü) grubunun tamamen hakimiyeti altında kalmıştır. F4 okulda ve dışarıda kısacası bütün Kore'de ün salmış yakışıklı, karizmatik, sempatik, güçlü(kaslı),anlarsınız ya bütün kızların gördüğü anda çığlık kopartıracak tipten;)bir gruptur.Dizi F4 ve kız arasında geçen olayları anlatıyor.O zaman biz anlatmaya Jan Di'den başlayalım:
Geum Jan di:
Aslında çoğu kişinin bloğunda Jandi'miz hakkında pek de iyi şeyler okumadım. Çoğu kişi bu kızı sevememiş. Ama ben de aksine bu kıza bayıldım. Hareketleri olsun, yüz mimikleri olsun, kahkahası olsun bence çok doğal, fazlasıyla doğalll, ve gerçekçiydi. Hatta bu nedenle bu kızı diğer koreli aktrislerinden farklı bulurum. Bana çok candan gelmişti.Geum Jan Di, önceki okulunda sevilen,saygı duyulan,haksızlığa gelemeyen, dikbaşlıı, şirin mi şirin bir kızımızdır. Önceleri yeni okulunda ses çıkarmadan bir köşede oturmayı planlamıştır.Fakat işler umduğu gibi yürümez.Seni gidi Geum Jandiii..Jandi arkadaşını savunmak için F4'le ters düşer ve o günden sonra F4 ona savaş açar.Sabırsızlanıyorum o yüzden artık F4'ü anlatmak istiyorumm beni affedin :D
F4(Çiçek Dörtlü):
Tatlı durduklarına bakmayın sandığınızdan daha acımasızlar.Ne çektin Jandiaaaa :D Eğer okulda olaysız bir yıl geçirmek istiyorsanız sakın F4'de kötü davranmayın. Mazallah kırmızı bir kart bütün hayatınızı bitiriverir.bu arada kırmızı kart yerseniz okuldaki bütün öğrenciler size karşı cephe alır ve okulla ilgili bütün hayalleriniz suya düşebilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)